Diş estetiğinin tarihi, 1920’li yıllara kadar uzanıyor. Hollywood yıldızlarının ağız görüntülerinin estetize edilmesi ihtiyacıyla başlayan restoratif diş hekimliği uygulamaları günümüzde çok ileri boyutlara geldi. Artık özellikle sosyal medyanın hayatımıza iyiden iyiye girmesiyle daha fazla görünür oluyoruz ve estetik gülüş ihtiyacı daha çok hissedilir duruma geliyor… Gelişen teknolojiler sayesinde başarısız uygulamalar azalıyor, malzemeler daha hızlı şekillendiriliyor ve malzeme kalitesi daha da yükseliyor. Sadece estetik olarak değil, dayanıklılık açısından da bu yeni malzemeler çok daha kullanışlı.  Öyleyse beş soruyla gülüş tasarımını nasıl anlarız bir göz atalım:

1. Gülüş tasarımı deyince ne anlamamız gerekiyor?

Dijital Gülüş Tasarımı, hastanın hayal ettiği, aynaya baktığı zaman karşısında görmek istediği gülümsemenin; kendisine uygun ve doğal olacak bir şekilde bazı parametrelerin dikkate alınarak hastaya sağlıklı olarak uygulanmasıdır. Gülüş tasarımı, hekimlik ve sanatın biraraya getirilerek kişiye özel ideal gülüşün yakalanmasıdır.

2. Gülüş tasarımı kimler için gereklidir?

Gülüş, yüzün, kişinin ruh halini yansıtan ve ruh haline etki eden en önemli göstergelerdendir. Bu yüzden kendi gülüşünden memnun olmayan hastalar bu işlemi yaptırabilir. Bu memnuniyetsizlikler genellikle diş rengi, diş dizilimi ya da diş eti-yumuşak doku uyumunu beğenmemek gibi sebeplerden oluşur.

4. Bu tekrarlayan bir işlem midir? Ne sıklıkta hekimle irtibatta olmak gerekir?

Yapılan uygulamaya göre tek seansta ya da birkaç seansta tedavi tamamlanır. Uzun, zorlu ve yorucu süreçler değildir.

5. Geri dönüşsüz bir süreç midir?

Gülüş tasarımı yapılırken, özellikle diş dokusunda, çok agresif bir uygulama olmayıp minimal preperasyonla veya zararla değişiklikler yapılır.Bazen sadece beyazlatma ve ufak diş eti düzeltmeleriyle gülüş değişebilir ve bu tarz uygulamaların geri dönüşü tamamen hastanın ağız bakımına bağlıdır. Fakat genel olarak bakıldığı zaman uzun vadeli bir tedavidir.